Sabah kahvaltı sonrası tam gün sürecek açık hava müzesi Roma şehir turumuza başlıyoruz. Şehrin yeşil akciğeri olarak kabul edilen yeşil alanları, heykelleri, yürüyüş yolları, ağaçları, göletleri, paten kayan, bisiklete binen insanlarıyla şehrin orta yerinde 1700 dönümlük devasa alan sahip cıvıl cıvıl park Villa Borghese, çeşitli kutlama, şehir festivali ve konserlerin gerçekleştirildiği 17.nci yüzyıldan kalma ikiz kilise ve meydanın tam ortasındaki Mısır Dikilitaşı ile Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri sayılan Piazza del Popolo, hem halkın buluşma noktası, hem tarihselliği ve güzelliği hem de yıllarca sinema ve edebiyatta romantize edildiğinden gençlerin, aşıkların ve turistlerin gözdesi Piazza di Spagna (İspanyol Merdivenleri), mitolojik yaratıkların kayalar ve havuzlar arasında betimlendiği, Neptün figürünün öne çıktığı, estetik mimarisi ve zamanla oluşan simgesel yapısıyla günün her saatinde kalabalık, renkli ve canlı şehrin en romantik noktalarından Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi); mimarisi ve hoş sütunlarıyla dikkat çeken, önündeki meydanda kafeleri ve sokak sanatçılarıyla keyifli bir atmosfer sunan Hadrian Tapınağı, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından tüm tanrıların tapınağı olması amacıyla inşa edilen ve gladyatör dövüşlerine sahne olmuş şehrin ölümsüzlüğünün simgelerinden Konstantin Kemeri (dışarıdan); dönemin sosyal, ticari ve dinsel merkezi Roma Forumu; M.S. 312 yılında yaptırılan, 21 metre yüksekliğinde yan yana üç kemerli etkileyici yapısıyla Konstantin Zafer Takı, büyük ve saf beyaz mermerlerden yapılmış görkemli abide Vittorio Emanuele Anıtı ile gezimize devam ediyoruz. Günün son durağı, Arnavut kaldırımlı dar sokakları, çiçeklerle süslenmiş pastel tonlu binaları, canlı müzik eşliğinde sokaklara taşan restoranları ve lokal barlarıyla Roma’nın en özgün ve bohem semtlerinden Trastevere. Ardından otelimize dönüş. Konaklama otelimizde